18 Temmuz 2013 Perşembe

Kahraman

Herkesin hayatında bir kahraman vardır bu kaçınılmaz. Tabi ki kahraman deyince akıla : böyle süper güzleri olan mesela ; gözlerinden lazer ışığı çıkaran yada bileğinden örümcek ağı atan spiderman böyle güçlü kolları olan bir hulk da olabilir ama Benim kahramanım BABAM evet gereğinden fazla zorluk çekmiş, çeşitli işlerde çalışıp ailesini geçindirmiş. Bazen kuşa çatışmaları yaşasak da, kendimi gitgide babama daha çok hak veriyorum. Onun bazı huylarını alıp kendime enjekte etmek isterim çünkü yaşadığım olaylara bakı açım beni psikolojik olarak germekte velhasıl kelam karakter bakımından politik, hayat tecrübesi olan ve nabız' a göre şerbet verişinden ötürü beni eksikliklerimi tamamlaması açısından onun gibi olmak isterdim.

Heresin bir kahramanı vardır... Bu yazıda beni kahramanıma yazılan en içten duygularıdır.

Seni seviyoruz GÜMÜŞ TİLKİ'M umarız daha uzun ve mutlu bir şekilde sevdiklerinle beraber yaşarsın.

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Değişen Faklılığın benzerliği

Bugün bir şeyi fark ettim. Sevdiğim kişilerin var olmasa bile benzerliğini, evet var olmayan yani yanımda olmayan kişilerin aslında gerçekten var olduğunun farkına vardım. O duruş, o bakış bana gerçekten uzun zamandır hissetmediğim bir duyguyu hatırlattı. Aslına bakarsanız bir dişiden değiş hayatım pahasına bile olsa sevmekten vazgeçmediğim insanlar arasındaki bir Er' den bahsediyorum. Bana bugün o duyguyu tattırdığın için teşekkür ederim. Bu yüzden seni ancak ismini vermeden şu şekilde tanıta bilirim:

Siyah takım elbiseli, Hafif yanık tenli ve bakışları bir su kadar duru fakat onurlu bir kartal gibi, birde o bıyıklar yok mu işte bu kombinasyon hayatım pahasına koruyabileceğim bir portre.

Teşekkür ederim sana.

14 Nisan 2013 Pazar

Kendimizi bulduğumuz yerler

Değişikliğe Devam edelim arada böyle şeyler yazmak gerek değil mi?

Şimdi Bir önceki yayınım da ki Osmanlı Tokat'ı dizisinde ki gibi bir dizi yada film bizi nereye kadar sürükler? Düşündüm gerçekten çok farklı bir sonuca vardım. Duygusal bir insanım bunu daha önce de belirtmiştim fakat dizi yada film izlerken o kadar farklı yerlere sürükleniyorum ki o anı yaşıyormuş gibi oluyorum. Bu da yetmezmiş gibi birde ben olsam nasıl yapardım diye düşünmeye başlıyorum. Her yapıt zaten bunu amaçlayarak işe koyuluyor belki ama bende umduklarından fazlası oluyor. 

Mesela; Ezel dizisi benim Türk dizileri arasında gösterebileceğim yapıtlardan biri; burada karakter; izleyenler bilir geçmiş zamanda başına atılan bir iftiranın intikamını almaya çalışmakta Fakat iftirayı atan sevdiklerine o kadar bağlanmış ki acı çekerken bile sevmekten vazgeçmemekte ama ne yapacağını ve nasıl olacağını planlı bir şekilde tasarlayan karakter önce neden yaptıklarını öğrenmek istemekte ve başka bir kişilikte aralarına sızmakta. Böylece uzun bir süre onları o halde tanıyıp aradaki farka göre ne çeşit ceza keseceğini planlamakta. 

Ben olsam karakterimizin yerinde kendimi çok farklı bir döngüde bulurdum. Neden mi? Ben o kadar beklemezdim mesela hemen cezalarını keserdim canım yanmış ve söndürmek için zaman kazanmak yerine acımı dindirmek daha iyi gelirdi. Nedenini daha bulamadım ama sanki ben orada karaktermiş gibi diziyi oynadım içindeymiş gibi gerçekten oluyormuş gibi ciddiyim bu söylediğimde.

Sadece bu dizide değil az önce Osmanlı Tokadının ilk bölümünü izledim ve çoğu kez kendimi en duygusal halde buldum. Neden mi? izleyin görün derim Komedi olarak ve trajikomik bir maceranın ortasında kalmış kahramanlar fatihin türbesinde buldukları zaman kendilerini işte o sahne beni benden aldı oyuncular kurguyu çok başarılı aktarmışlar Tebrik ederim 


Esas Mevzuya gelecek olursak sizden istediğim şu; 
Kendinizi içinde hissettiğiniz dizi film yada karakter hangileri ve gerçekten siz o karakterin yaptığını yapar mı idiniz?  Teşekkürler

Osmanlı Tokat'ı TRT 'nin Yeni Dizisi

TRT her zaman ki gibi yine güzel yapıtlarla karşımızda...

Osmanlı Tokat'ı İlk bölümü yayınlandı ve güzel bir kadronun yanı sıra değişik bir hikayesi de mevcut Konstantinepol'ün Fethi sırasında İki yeniçerinin; Sancak dikme tartışması ile cereyan eden dizi, ilerleyen dakikalarda Ak Şemsettin tarafından Fethin 590 yıl sonrasına yani 2013 yılına gönderilmeleri ile canlanıyor.
Komedi, Aşk, Entrika, Bilim kurgu ile hafif bir şekilde kurgulanmış dizi bizi değişik olaylara götüreceğe benziyor. Umarım bozulmadan güzel bir şekilde devam eder ve bize çok farklı bir izleme zevki sunar. İlerleyen bölümleri dört gözle bekliyorum.

İyi SEYİRLER...

27 Mart 2013 Çarşamba

3 Idiots Yatmadan önce ki komediniz


Hikaye cok güzel arkadaşlar izlemenizi tavsiye ederim 3 idiots filmi bir hint filmi ama çok mükemmel ben bir ustayım tamamen komedi dram ve eğlenceli bir film iyi vakit geçirmeniz dileğiyle

23 Mart 2013 Cumartesi

Kaybedilenlere

Bunu hiç yapmadım kimseye yapmadım desem de yalan olur. o yüzden okuyan herkesten ama herkesten özür dilerim onları kötü duygulara sokabilirim GERÇEKTEN ÖZÜR DİLERİM

Her şeyimi kaybettim ben, ilk olarak en güzel günümde yanımda olmayan  sevdiğim dayımı dayımı kaybettim. Benim sağ kulağımın delinemeyecek bir yeri doğuştan delik, çocukluğumda bunu kullanıp bana kız muamelesi yaparlardı memlekette ağlayarak eve dönerdim ve babaannem beni " senin kulağın doğuştan delik ve kimse sana kulağına küpe olsun diye öğüt veremeyecek dedi sen her şeyi düşüneceksin ve hiç yanlış yapmayacaksın" diyen babaannemi kaybettim. Ben  Hayatım da bunlar olmadan  önce iki kere ağladım ilkini hatırlamıyorum ama annem doğumumda ebeden kaynakladığını söylemişti, ikincisi ise sevdiğim birine onu sevdiğimi söyleyemedim ve o da bunu bilmeden başkasıyla kaçtı bunu öğrendiğim zaman ağladım.

Ve kendimi toparlarım dedim yeni bir hayata başladım. kendime çok güzel bir yaşam belirledim derken Dayı olacağımı öğrendim sevinmekten öte bir haldeydim, ve 3 gün yaşayan yeğenimi kaybettim ve tek arzum dayım dan daha iyi bir dayı olmaktı bunu bil Yeğenim ben senin hala dayın olarak kalacağım çok özür dilerim ama senden korktum korktum ve iyi dayı olamayacağım şüphesine düştüm senden özür dilerim eğer bunu duyup gitmek istediysen lütfen beni affet çünkü ben kendimi affedemiyorum. hayatımı artık değiştiremiyorum kaybettiklerime üzülmekten kazanabileceklerime bakamıyorum. Sevgiden yoksunum ne kadar çok sevenin varsa eğer kendini sevmiyorsan hayattan tat alamazsın. Özür dilerim.

21 Mart 2013 Perşembe

Hayatımızdakiler

Kimileri hayatımızdaki değişkenleri değiştirebileceğini ve böylece daha farklı bir yaşam süreceğini düşünür. Aile, Sağlık, Çocuk, Eş, Para... yada yanınızda olmasını istediğiniz biri! buraya dikkat.

Peki ne bunlar; sadece sözden ibaret olan kelimeler değil.

Mesela Aile: Aile bir kuşun kanatlarıdır. Kanadındaki tüyler ise o ailenin fertleridir. tüylerden biri bile kopsa yerinden çıksa o kuş sendeler belik de uçamaz düşer.

Sağlık: Sağlık alkol gibidir. Sakinleştirir belki de iyileştirir ama Fazlası seni hasta eder öldürür.

Çocuk, Yeğen, KARDEŞ, ABLA: Bunlar Başlarının üstünde halkalar olan meleklerdir, hani şu filmlerde dizilerde felan görüyoruz ya işte öyle gibi olan meleklerdir fakat o halkaları göremeyiz. Kendimizi çok kaptırırsak onlarda başkalarına yardım edemez, engelleriz.

Aşk, Eş, Sevgili, Yaren; Yaşamlar boyunca insana yaşama azmi, Savaşma azmi ve devam etme isteğini veren yegane unsurlardır. Sevincini yaşayana verdiği güçle, Nefretini yaşayanı düşürdüğü durumu tarih bizlere anlatmıştır her zaman.

Hayatımızda'kiler bunlar bizim, peki ya sizinkiler, sizin hayatınızda'kiler neye BENZER?

12 Mart 2013 Salı

ilk düşünce ve ilk değişim

Şimdi birkaç bir şeyler yazalım ama değil mi? 

Ben 26 yaşında bir erkek im ve hayatımda ki ilk değişiklik, lise 1. sınıfın ilk döneminde başladı. Şaşı olan fakat numara vermem gerekirse 7/10 bir hoca bana mesleğimi sevdirdi. Gerçekten ilk o zaman değiştim çünkü hiç ileriye gidemeyeceğimi düşündüm. Evet aynen öyle düşündüm sonra bir keresinde bana kendiyle ilgili bir sır verdi. "Şaşı iken gerçekten bakmak istediğini değilde, görmen gerekeni görüyorsun bazı insanlar gerçekten şaşı olup görmesi gerekeni görür bazıları ise normal olup göremezler." demişti. Bu benim kendimi ilk fark ettiğim zaman oldu ve şaşı olmadan da nasıl görmem gerektiğini öğrendim. uzun yazıları sevmem bu nedenle elimden geldiğince kısa yazmayı tercih ediyorum. Bu haftanın hikayesinin konusu bu. İşte sizlere sorum: 

Görmemiz gerekenler yada yapmamız icap eden şeyler için illa bir kusurumuz olması gerekli mi? yoksa kusursuz bir şekilde de görebilir miyiz Hayatı? Bir düşünün  

1 Mart 2013 Cuma

Sinemada hata


Vizyonda olduğu dönem 007 skyfall filmine gittim fakat çok film seyredip yorumlamama rağmen bu kadar saçma bir film izlemedim. Neymiş İstanbul'a gelmişler, Adana'ya gelmişler nedeni sadece 10 dak. ülkemizi göstermek için ki bunu da adam gibi yapsalar gam yemeyeceğim yahu filme motosikletle başlıyorsunuz kapalı çarşının üstünde, sonra bir anda adam kovalamaca olayı Adana da hiç bir kopma olmadan devam ediyor. Ne Güzel Olmuş değil mi? Bilmeyen anlamaz nasıl olduğunu ben merak ediyorum nasıl oldu da böyle bir şey gerçekleşti, gerçekten sadece 15 dakikalık ve bu kadar saçma bir senaryo için kapalı çarşıyı talan ettiniz ve Adana da trafiği felç ettiniz? Bir anlatın hele de anlayalım demi?

 işte bu zamanın gelişi güzel olayı bu Haydi klavye başına